Ülkede son dönemlerdeki artan enflasyon ve özellikle gayrimenkulde yaşanan rekor zamlar, genç nesillerin gayrimenkul sahibi olmasını zora sokarken, bu durum ev satın almanın yanı sıra, aile içindeki miras paylaşımı süreçlerini de büyük oranda olumsuz etkiliyor.
Miras kalan gayrimenkullerin değeri yükseldiği sürece, aile üyeleri arasındaki tartışmalar da daha derinleşiyor. Özellikle bazı kardeşlerin, anne ve babalarını etkileyerek mirasın kendi üzerlerine geçmesini sağlamaya çalışması da yıllar içinde daha sok yaşanmaya başlandı.
Ebeveynler, yaşlılıklarında yanlarında kalan, bakım ve ihtiyaçlarını karşılayan çocuklarına diğer evlatlarına göre daha fazla miras bırakmayı tercih edebiliyor. Türk Medeni Kanunu'na göre, ebeveynler hayattayken, mülkiyet haklarını kullanarak tapulu gayrimenkullerini diledikleri çocuğa devretme hakkına sahip oluyor. Bu gibi işlemler yasal olmasına rağmen, vefat sonrasında işler değişebiliyor.
EBEVEYNLERİN VEFAT ETMESİ DURUMUNDA DAVA AÇILABİLİYOR
Ebeveynler, sağlığında çocuklarından birine konut ya da arsa gibi gayrimenkullerini devretse bile, hayatını kaybetmesiyle beraber bu işlem miras hukukuna konu hale geliyor. Diğer kardeşler, bu durumda mağdur olduklarını düşünmeleri halinde, mirasın eşit paylaşılmadığı gerekçesiyle dava açabiliyor. Bu gibi durumlarda ise herhangi bir zamanaşımı süresinin olmaması dikkat çekiyor.
Bu kapsamda, ebeveynler 30 veya 50 yıl önce bir konutu yalnızca bir çocuğuna devretse bile, ebeveynlerin hayatını kaybetmesi durumunda diğer kardeşler bu işlemi mahkemeye taşıyabiliyor.
Asliye hukuk mahkemelerinde açılan davalar neticesinde, devredilmiş gayrimenkuller kardeşler arasında eşit olarak tekrar paylaştırılabiliyor. Bu yüzden, aile içindeki mülk devirleri, çoğu zaman miras paylaşımı esnasında büyük problemlere ve uzun seneler boyunca devam edebilecek hukuki mücadelelere neden oluyor.