Kısa Dönem Bakışı Yanında Uzun Dönemi de Unutmamak

Yrd. Doç. Dr. Bülent DARICI

Ekonomi, kökeni itibariyle daha eskilere uzunsa bile, bu teorik alt yapı birikimi güncel ekonomik meselelerde çokça gündeme getirilmez. Ancak unutulmamalıdır ki güncel olarak gerçekleşen ekonomik olayların mutlaka teorik bir alt yapısı bulunmaktadır. Güncel ekonomik olayların hareketlilik seviyelerinin arttığı bu günlerde, ekonomik meselelerin bir süreci yaşadığı aynı şekilde diğer gelişmelerden etkilendiği ve güncel ekonomik meseleler ile vakit geçirirken orta ve uzun dönem için ekonomi ile ilgili atılması gereken adımların aksadığı görülmektedir.

Bu günlerde güncel ekonomi önemli gelişmeler yaşamakta ve büyük bir sınav vermektedir. Bu sınavın bir yönü diğer ülkelerden bağımsız yaşanmakta bir yönü ise diğer ülkeler ile benzerlikler taşımaktadır. Bu kısa dönemli yaşanan gelişmeler, ekonomiyi içeriden ve dışarıdan etkilemektedir. Günlük gazete veya haber sitelerini takip edenler bu kısa dönemli ekonomik gelişmelerin neler olduğunu bileceklerdir.

Ekonominin güncel meseleleri günlük veya haftalık kararlar alınarak hem algı beslemesi yoluyla hem de yaşanan olaylara kayıtsız kalınmaması anlamında geçici ancak önemli kararlardır. Kısa dönem için alınan kararlar veya verilen tepkiler orta ve uzun dönem için küçük adım niteliği taşırlar.

Kısa dönemli kararlara alışan kesimler ise orta ve uzun dönemli düşünme becerilerini ve yetilerini kaybedebilirler. Bu durum ileride daha büyük sorunlara da kapı aralayabilir.

Ülkemiz açısından durumu değerlendirecek olursak; ekonomik riskler (döviz kuru riski, enflasyon artış riski, işsizlik oluşması riski, finansal kesim için kredi ve faiz riski, reel sektöre sirayet etme riski, dış ticareti etkileme riski vb.) siyasi riskler (iç siyaset riski ve dış siyaset riski), jeopolitik riskler (terör, çatışma, savaş vb), sosyal riskler (sosyal patlamalar, gelir düşüklüğü, gelir dağılımı bozukluğu, eşitsizlik, yoksulluk vb.) şeklinde toplumu pek çok yönden etkileyen ve çoğu kısa vadeli olarak nitelendirilebilecek sorunlar acil önlem alınması durumlar olarak karşımıza çıkabilir.

Bunun yanında yine ülkemiz açısından başta eğitim olmak üzere, hukuk ve adalet, yoksulluk, reformların gerekli olduğu alanlar, uzun dönemli tasarruf ve yatırımlar, yeni iş alanları, nüfusun demografik yönü düşünülerek atılması gereken adımlar, yenidünyayı anlamak için yapılması gerekenler vb ileri dönemleri ilgilendiren konular için de yine içinde bulunduğumuz kısa dönemde diğer farklı adımların atılması olarak karşımıza çıkabilir.

Bu iki ayrımın farkını bugünkü kısa dönemli adımlar bugünkü nesilleri ve orta uzun dönemli kararların ise gelecek nesilleri ilgilendirdiği gerçeğinden hareketle, yalnızca birisine öncelik verilerek mi yoksa her ikisine de öncelik verilerek mi yapılacağı, çok iyi hesap edilmesi gereken bir karadır. Bütün boyutları düşünülerek atılan adımların ise hem kısa dönemli kararlar için çözüm niteliğinde hem de uzun dönemli kararlar için yol gösterici olacağı muhakkaktır.

Bugünkü olumsuz şartlar düşünüldüğünde, kararlar alınırken bu noktanın gözden uzak tutulmaması gereklidir.