Mübarek Belde Kudüs

Halis KARADUMAN

Kudüs kutsal şehir. Benim Peygamberimin şehri. Bütün Peygamberlerimin şehri.                 

Kâbe’den sonra yeryüzünde Allah’a ibadet edilen ikinci mescidimiz. Filistin’in başkenti. Aslında Filistin’in değil bütün dünyanın, bütün Müslümanların başkenti. Kudüs’ün kutsiyeti Süleyman peygamberimizin yaptırdığı Mescid-i Aksa’dan geliyor. Bu kutsal Mescid, İslam’ın egemen olduğu zamanlarda ihtişamlı, huzurlu uzun dönemler yaşadı. Üzerinde yaşayan her millet, her zaman Müslüman merhametini, şefkatini gördü. Ne zamanki İngilizler Bizans oyunlarıyla kutsal beldelere tasallut ettiler, işte o zaman düzen bozuldu. Kudüs perişan oldu. Bağrına bastığı insanlarda huzur kalmadı.  Kudüs’ün kutsiyeti kaçtı. İnsanlar huzursuz, yer huzursuz, gök huzursuz…..

Zulüm payidar olur mu, elbette olmaz, olmayacak da. Kan ve gözyaşının üzerinde hangi azgın ayakta kalabilir.   

Filistin’in ebabilleri, sabi çocuklar Allah’ın yardımıyla İsrail’in Yahudi zulmüne son verecektir.

Allah belirli mekânları ve zamanları mübarek yaratıp, oralara kutsiyet yüklemiştir. Mekke, Medine ve Kudüs mübarek beldelerdir.  144 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan Kudüs dinlerin doğduğu mübarek bir mekândır. Peygamberimin Yaratıcısıyla hemhal olduğu cennet makamıdır. Kuran-ı Kerimde geçen birçok peygamber o mübarek beldede medfun bulunmaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı o kutsal mabedi korumak bütün Müslümanların üzerine farzdır. Zalim Yahudi oraları imha ederken Müslüman bir keder duymuyorsa bunun hesabını Allah’a veremeyecektir. Kudüs bizim haysiyet ve şerefimizdir. Acaba ne kadar kederleniyoruz, üzülüyoruz, elimizle, dilimizle ya da kalbimizle ne yapabiliyoruz. Bütün batı küffar âlemi el ele vermiş, o mübarek beldeleri imha ederken, Müslüman ne halde. Herhalde Mevla nasıl ki, namazdan, zekâttan, hacdan soracaksa, mutlaka benim kutsal beldelerim, medfun peygamberlerim ayaklar altına alınırken kulum sen ne yapıyordun diyecektir. Ne cevap vereceğiz. Karıncadan da ibret alamaz duruma geldik. Çok acı…  Hiç olmazsa evimize İsrail mallarını sokmayarak, Yahudi’ye bir taş olsun atabiliriz.
Ümmetin umudu Türkiye ve Türk milletidir. Ne yazık ki Arabistan, Mısır gibi büyük olduğu zannedilen Arap devletlerinin idarecileri maalesef batının kuklası olmuşlardır. İslam ümmetine destek vermedikleri gibi, küfür âlemi ile birlikte hareket etmektedirler. Allah’a şükür, Mevla’m bu ümmetin muhafızı olarak Türkiye ve Türk milletini seçmiştir. Bu sebeple bizim üzerimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Bunun sonucu olarak de Türk milleti ve devleti Filistin’i, Kudüs’ü kendi davası olarak görmektedir. Bu davaya malıyla canıyla en büyük en büyük desteği vermektedir.   

Kudüs için dünya Müslüman halklarından, çok güzel destekler de gelmektedir. Allah’ın izniyle her şerden bir hayır doğacak. Bu mücadele ile belki de İslam dünyası dirilecek, kendine gelecek, üzerine dökülen ataleti atacak ve bir olma yolunda bir adım daha atacaktır. Bu karanlık gecelerin ardında, aydınlık bir sabah bu ümmeti beklemektedir. Yeter ki biz bir birimizle değil, ümmetin düşmanları ile mücadele etme yolunda kenetlenelim. Allah dinini tamamlayacaktır…