Yetişemediklerimden Doğan, Kendi Zamanımda Var Olan Dünya!

Saniye GÜNASLAN

Yetişemediklerimden Bir Dünya Kuruyorum Kendime

Bazen insanlar hızlı yürüyormuş gibi geliyor bana.
Koşar gibi konuşuyorlar.
Hızlı düşünüyorlar, hızlı karar veriyorlar, hızlı tüketiyorlar.
Ve ben sanki hep bir adım geriden izliyorum hepsini.

Yetişemediğim planlar var.
Kaçırdığım mesajlar, geç kaldığım kararlar.
Herkes bir şeyler yapıyor gibi.
Ben sadece bakıyorum gibi.

Ama işte tam da orada başlıyor benim dünyam.
Yetişemediklerimden.

“Geç kaldın” dediklerinde bile...

Belki de bazı şeylere geç kalmadım aslında.
Belki de o şeyler bana hiç gelmeyecekmiş.
Ama başkaları yaptı diye ben de yapmalıymışım gibi hissettim hep.
O yüzden duraksadım.
Ama o duraksamalarda kendimi buldum biraz.

Bazıları hayatlarının planını bir bir gerçekleştirdi; mezuniyet, yeni şehirler…
Ben ise o an, sessizce pencerenin kenarında oturup favori şarkımı tekrar tekrar dinliyordum.
Ve o an, tüm koşuşturmanın dışında, kendime en yakın hissettiğim andı.

Herkesin hızına yetişmeye çalışırken kendimi kaybettim

Sonra fark ettim.
Ben belki de yavaş yaşayan biriyim.
Sabahları sessiz uyanmak isteyen.
Bir şeyi önce hissedip sonra anlatmayı seven.
O yüzden belki de bu dünya bana hızlı geliyor.

Ama hız doğru değil ki her zaman.
Bazen durmak da bir adımdır.
Bazen hiçbir şey yapmadan oturmak da bir varoluş şeklidir.

Ve ben bunu geç öğrendim ama iyi ki öğrendim.

Yetişemediklerimden kurduğum dünya

Yetişemedim ama yorulmadım.
Çünkü baktım ki herkes yetişiyor ama mutlu değil.
O yüzden kendi hızımı seçtim.
Kendi zamanımı, kendi zamanlamamı.

Artık eksik hissettiğim şeylere değil,
benimle kalanlara bakıyorum.

Ve biliyor musun?
Yetişemediklerimle kurduğum bu dünya…
En sonunda, bana en çok benzeyen dünya oldu.

Son söz:

Eğer sen de geç kaldığını düşünüyorsan…
Belki de herkes fazla acele ediyordur.
Sen değil.