Bir Şehremini Varmış Bir Şehremini Yokmuş

Günlerden bir gün torosların yamacında sessiz sakin kendi halinde bir vilayete padişah emriyle bir şehremini yollanır. 

Padişah yola çıkmadan şehremini sıkı sıkı tembihler :‘’Sen gidesin bu vilayette gönüllere giresin ki benim hükümdarlığımdan şüphe duyulmasın’’ der. Emriniz başım üstüne diyen şehremini şahin gibi şehre yola çıkar. Yol boyu da daha önce yaşadığı vilayetten kişileri yanına alır. Bizim sessiz sakin vilayete ulaşınca er kişilerden biri karşılar,’’hoşgeldiniz’’ der. Şehremini sorar ‘’Sen kimsindir?Kimlerdensindir? Tahsilin nedir?’’. Er kişi dili döndüğünce anlatır ama bakar ki şehremininin umrunda bile değildir anlattıkları. ‘’Ya sabır!’’der, tanıtmaya şehre getirir. Halkla haşredelim derler, şehremini önce bir bu vilayetin ileri gelenleri kimlerdir onları görelim der. Tek tek gezilir yenilir içilir,eeee hani halkı gezecektik derler ‘’Halk gitmiyor ya ben mühim yerlerde çalıştım bilirim herşeyi’’ der.Susarlar. 
Padişah ferman salar şehremini yolladım ama hele bir de seçim yapalım bakalım siz ne dersiniz der. Şehremini gayet kendinden emindir. Padişah seçim dedi ama, halk sever padişahını reyini de verir haliyle ben keyfime bakayım düşük tabaka ile çok da muhattap olmayım neme lazım istekleri bitmez şimdi diye düşünür. 

Halk gelir yanına açız der, o ne güzel yemekler yerken buraya kalkıp geldiğinden dem vurur. Halk atımıza saman alacak paramız yok der, bizimki bende bir doru at var ki dillere destan ama ahıra bağladım burada ayıp olur diye binemem der.Halk iş ister, iş yok bakın bende işsizim der. Halk muhabbet ister siz ne anlarsınız benim sohbetimden der. Bir vakit sonra tebaaları derler ki kudretlim şurada bir kalaycı çalışır o da aday olacakmış. Güler katıla katıla ‘’Bre densize bak sen, ne haddine onun şehreminliği!’’ der. 

Bizim kalaycı düğün dernek cenaze pazar derken adım atmadık yer bırakmaz. Oturur kuru ekmek de yer muhabbetten de hiç eksik kalmaz. Ama gezmek olur mu bedava? Elinde avucunda ne varsa da harcar. Aslında başta o da umutsuzdur ama ‘’Ya Bismillah’’ demiştir bir kere. 

Haber salar obasında bir bey vardır, devlet gibi adamdır. Der ki ‘’Burada bir bey var bende karşısına rakip çıktım ama padişahım ne der’’. Hemen varır padişaha obanın beyi, çıkınca yanından padişah bir ferman daha salar. Az önce yanımdan çıkan adamın obasından olan gardaşdır bana der. Halk sever kalaycıyı amma nasıl olacaktır o iş. Bir yanda ulu padişah vardır ki vilayetin çoğu o ne derse odur diye düşünür padişahı çok severler başkasını seçersek ihanet olur derler. 

İşte halka çözümde gelmiştir padişah gardaşız demiştir o zaman ihanet olmaz kalaycıya rey vermek diye düşünmeye başlarlar. Şehremin adayı çoktur ama belli ki ikisi arasında olacaktır mücadele. Gel zaman git zaman adayların ihtiyar heyetini açıklama vakti gelir,açıklanır heyetler ama Dilli bey yoktur bu heyette. Hiddetlenir hemen şeker gibi sevdiği bir mebusa bir ulak yollar hemen müdahale edesin yoksa ben karışmam der. Heybetinden mi? Servetinden mi? Kavminden mi? nedendir bilinmez ama korkar mebus, şeker gibi erir mektubu görünce. Hemen gelir vilayete yanına bir er kişi bir de eserli adam alır vezirin yardımcısına çıkarlar. Biz bu adamı ‘’İsterük’’ diye tuttururlar. Peki der, o zaman basın mührünüzü kağıda bu beye kefiliz diye de ben vezire bu evrakı çıkartayım, o hemen bir ulak salsın da yazsınlar heyete der. Hemen basarlar kağıda mührü Dilli bey de diplerindedir zaten. İyi de bir adem oğlu çıkacak ki Dilli bey girsin heyete, neyse rica minnet bulurlar bir ademoğlu. Amma halk da iyice gıcık kapmıştır. Şehremini bakar ki pabuç pahalı başlar çarşı pazar gezmeye tebaaları der ki ‘’Yanına buraları bilen birini verelim’’. ‘’İstemem der benim adamlarım var tanımasalarda olur reylerini verseler yeter. Benim ihtiyar heyetim belli hatta yardımcımı bile mebus akrabasından belirledim geri kalanlarda ara sıra gelse yeter’’. Şehremini rey ister halk hayırlısı der, şehremini koltuk benim der halk hayırlısı der. Gün gelir sandıklar kurulur. Şehrin makam sahipleri hep tanır şehreminini ama halk,‘’kim ola ki bu acaba’’ der. Bu gafil halk tanımaz şehreminini. Güneş batarken sandıklar açılır zafer konuşması bile hazırdır şehremininin. Bir bakarlar bizim gariban kalaycı önde gidiyor bir daha sayarlar yok yine aynı. Şehremini bindiği gibi doru atına büyük vilayetine geri döner. 

Gökten üç elma düşmüş biri yazanın, biri okuyanın, biri de paylaşanın başına.

Yukarıda anlatılan kişi,kurum ve olayların gerçek hayatla ilgisi yoktur. Tevazu, samimiyet ve gönül alma süslü afişlerle olmaz önce peygamber efendimizi anlamak ve yaşamakla olur. 

“Benden korkmana gerek yok. Ben kral değilim Kureyş'li kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum” Hz. Muhammed s.a.v.’’
 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

Karaman Habercisi olarak Karaman, Konya, Aksaray, Niğde gibi bölge illerinden haberler yayınlıyoruz. UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Karaman Haber | Konya Haber| Aksaray Haber| Niğde Haber